17 Mart 2013 Pazar

ATATÜRK'ÜN ÇOCUĞA VERDİĞİ ÖNEM -3


Bor ne demek oğlum?
1938 yılının Ocak ayında, Atatürk’ün Osmaniye’yi ziyareti sırasında, onu tren istasyonunda karşılayanlardan biri ve o tarihte 14 yaşında olan Abdulvahap Sakar anlatıyor;
“Atatürk geliyor! dediler. Herkes yollara düştü. Ben de düştüm yola. O zamanlar ayakkabı falan yoktu. Babam bana Adana yemenisi almıştı. Postanenin oraya gelince baktım ki yol çamur. Çamurdan geçtim. İstasyona gelince yıkadım bir güzel ayakkabıyı. İstasyona gelip herkesle birlikte beklemeye başladım. Kadirli yolunun o taraftan acı bir düdük sesi geldi. Anladık ki tren geliyor. Atatürk beyaz bir trenle geldi. İstasyonda durdu tren. Atatürk inmedi trenden. Kollarını pencereye koydu. Halk doldu pencerenin önüne. Herkesle konuştu. Kim olduklarını, ne iş yaptıklarını sordu.
Adamın birine dedi ki: “Sen ne iş yaparsın?” Adam da: “Ben muallim beyim.” dedi. “Nerelisin?” dedi. Muallim “Bor’luyum” dedi. Atatürk: “Bor ne demek?” dedi. Adam da “Niğde’nin kazası” dedi. Arka taraftan bir çocuk parmak kaldırdı. Çocuğa sordu: “Bor ne demek oğlum?” dedi. Çocuk: “Paşam, ekilmeyen, sürülmeyen yere bor deriz.” dedi. “Aferin oğlum” dedi çocuğa. Sonra o çocuğu trene aldılar, okutmak için götürdüler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder